Hazırlayan: Olcay Gürkan
Nisan ayında Pink Floyd ve Radiohead‘i onurlandırmak amacıyla yeni keşfedilen iki canlı sırasıyla Synalpheus Pinkfloydi ve Sericomyrmex Radioheadi şeklinde adlandırıldı. Bir karides türü olan Synalpheus Pinkfloydi‘nin özelliği pasifiğin derinliklerinde yaşaması ve kıskaçlarının kırmızıdan pembeye uzanan bir renk skalası içinde olması. Keşfeden ekipteki bilim adamlarından biri olan Sammy De Grave, The Wall çıktığında 14 yaşında olduğunu ve bu eseri sürekli dinlediğini, keşfettikleri karides türünün ise ona grubun The Dark Side Of The Moon adlı albümünü hatırlattığını söylüyor. Sericomyrmex Radiohead’i adı ise grup üyelerinin küresel ısınma ve iklim değişikliğine farkındalık yaratmak amacıyla verdiği çabalar üzerine bir karınca türüne verilmiş.
Özellikle 1960’ların sonlarından beri keşfedilen birçok türe dönemin öne çıkan başarılı müzisyenlerinin adlarını veriyor sayılı biyolog. Jim Morrison‘ın The Lizard King lakabına ithafen isimlendirilmiş bir kertenkele türü, David Bowie’nin 1987 çıkışlı albümü Never Let Me Down‘daki Glass Spider adlı şarkısı üzerine kararlaştırılmış bir örümcek türü, dudakları Mick Jagger‘ın dudaklarına benzediği için Jaggermeryx diye adlandırılmış bir kurbağa türü bile mevcut. Hatta yeraltında yaşayan kadifemsi bir örümcek türüne The Velvet Underground‘ın anısına Loureedia adı verilmiş. Daha da eşelediğimizde karşımıza Keith Richards, Frank Zappa, John Lennon, Paul McCartney gibi isimlerin anısına adlandırılmış birçok türle karşılaşıyoruz. İkonik müzisyenler ve eserleri sanatın geleceğinin altyapısını oluşturuyor oluşturmasına ancak birikimsel olarak ilerleyen bilimde de artık karşımıza çıkıyor ve bize insanın sanatı ve biliminin ayrılmaz bir bütün olduğunu gösteriyor.