Hazırlayan: Yankı Yıldırım
Bir insan intihar etmeye nasıl karar verebilir? Sarsıcı bir olayın mı yaşanması gereklidir, yoksa yaşanan birçok şey bir araya geldiğinde hayatı çekilmez hale mi getirir?
Peki, intihara sebep olan birden fazla şey varsa, buna sebep olanların nasıl sebep olduklarını pek de alışılmamış bir şekilde öğrenmesi intiharı romantik hale mi getirir?
Jay Asher’ın 2007 yılında yayınlanan romanından uyarlanan dizideki olaylar liseli öğrenciler etrafında gelişiyor ve oldukça derin bir konuyu irdeliyor; intiharı.
Kariyerinde Game of Thrones ve Spotlight gibi önemli yapımlar bulunan Tom McCartney’in yönetmenliğini üstlendiği dizi, yayınladığı tarihten itibaren birçok tartışmayı alevlendirdi. Hatta bazı ülkelerde intihara özendirdiği gerekçesi ile dizinin okullarda bahsedilmesi dahi yasaklandı, okul yönetimleri tarafından ailelere e-mail atıldı. Bu durum tabi ki dizinin daha çok merak edilmesine neden oldu.
Dizinin konusu ise şöyle; Hannah Baker, intihar eden bir lise öğrencisidir. Baker’in hayatına son vermesi için on üç nedeni vardır ve bu nedenleri doldurduğu kasetler ile açıklamaya karar vermiştir. Ancak bu kasetler okulda kaosa ve öğrenciler için içinden çıkılmaz bir hesaplaşmaya dönüşür.
“Ölü bir kız neden yalan söylesin?” cümlesiyle tanıtımı yapılan dizi, kafaları karıştıracak noktalara değiniyor. Hannah Baker’a yapılanlar gerçekten onun intiharına sebep olacak cinsten şeyler miydi? Yoksa yaşadıkları sıradan bir liseli kızın yaşadıkların farksız mıydı? İşte tam bu anda, bir şeyler tıkanmaya başlıyor.
Düşünülmeden söylenmiş sözlerin aslında nelere sebep olabileceğini kimse tahmin edemez. (mi?) Öylesine çekilmiş birkaç fotoğrafın bir insanın dünyasını cehenneme çevirebileceği kimsenin aklına gelmez. (mi?) Amaçsızca hazırlanmış bir öğrenci listesinin birinin hayatını tamamen değiştireceği öngörülemez. (mi?)
Herkes lisede en az bir kez zorbaca bir muameleye maruz kalmıştır. Eğer kalmadıysa bunun tek bir açıklaması vardır; zorbalık yapan kendisidir. Zamanında zorbalık olarak yorumlamadığımız şeylerin aslında üzerinde durulması gereken şeyler olduğunu bu hikaye ile artık inkar edemiyoruz.
O zaman kendimize cevabı zor şu soruyu soralım; zorbalık yapan mıydık, yoksa zorbalığa uğrayan mı?
Gelelim esas noktaya, dizinin şarkılarına. Şarkılar lise atmosferine tamamen uygun; ama elinden o gizemli havayı da bırakmıyor.
Kırmızı bir arabada Joy Division ile karşılanıyoruz önce; sonra listeyi yapalım derken işler karışıyor. Çünkü neredeyse dizinin her anında yeni bir şarkı karşımıza çıkıyor. The Cure, Elliott Smith, Woodkid, Vance Joy, Chromatics ve daha fazlası sizi beklediğinizden çok farklı bir lise ortamına götürmek için bekliyor. Kaçırmayın derim.