Twin Peaks izleyenler bilir, faniliği bir kenara bırakmış ruhların çatışma halinde olduğu bir Beyaz, bir de Siyah Loca vardır. Adından da anlaşılacağı gibi bu locaların akı ak, karası harbi karadır. Dizi de bu tezatlığı iyice vurgularcasına pembe dizi olmadığı zamanlarda kabustan bozma bir şeye dönüşür. İlk 2 sezonun ardından gelen film ve final sezonunda bu denge şekil değiştirir. Sahne giderek kararır, kabuslar yaşamla iyice iç içe geçer. İşte Beach House da bu haletiruhiyeyi kendi rüya süzgeçlerinden geçirip yayımlıyor. Grup üyelerinin David Lynch hayranı olmaları tesadüf olmasa gerek. Lynch de kendilerini seviyor mudur bilemeyiz, ama 7‘yi dinlerken dert yandığımız ilk konu, dizinin final sezonunda kendilerine hiç performans fırsatı sunulmaması oluyor.
Bu albümdeki müzikler huzursuz bir trip yaşayan rüyalar için bestelenmiş. Kimler tarafından? Herkesten evvel Beach House‘u var edenler tarafından. My Bloody Valentine‘dan Mazzy Star’a, The Jesus and Mary Chain‘den David Bowie‘ye uzanan isimler, kırmızı perdelerin arkasından olan biteni yönetiyormuş gibi sanki. Hal böyleyken ortada yeni fikirlerin olup olmadığı tartışılır, öte yandan rüyaların da bilinçaltında birikip yığılan ilhamlarla şekilleniyor olabileceğini unutmamalı. Eğer 7, elinde ne var ne yoksa birbirine katıp sentez yapan bir rüyaysa ortada “oluvermiş” bir kaos değil, titizce hazır edilmiş bir seçki var. Bir dream pop grubu için oldukça doğrudan bir karar olsa gerek rüyalarda keşfedilenleri derlemek.
Sanatın içine tümüyle gömülmeniz için aşağıdaki gibi promosyon videolarını belki öneririz, belki önermeyiz. Bünyenize bağlı. Gözleriniz memnun kalsın ya da kalmasın, kulaklarınızı bu zevkten mahrum etmeniz için pek bir sebebiniz yok.