Art Diktatör – Isola (2019)

Hakan ‘Mezarses’ Nurcanlı‘nın müzikleri, kariyerinin başından beri eksili rakımlarda seyretti. Deathroom‘un death metal’i de, Neoplast‘ın gotikliği de kesinlikle yeryüzünün güneş alan kısmından geliyor olamazdı. Bu yok edilemez, geri dönüştürülemez, ezeli ve ebedi karanlık şu günlerde Art Diktatör‘ün müziğinin temel taşı olarak varolmayı sürdürüyor. Isola, daha Lucio Fulci‘nin ruhuna selam çakan ilk şarkıdan itibaren karanlığın bekasına vurgu yapıyor, bizi kendi loş evrenine davet ediyor.

Mezarses‘in eşi Adviye ‘Ravenna’ Nurcanlı‘nın da katılımıyla bir ikiliye dönüşen Art Diktatör, Isola itibariyle kendi kült konumunu biraz daha derinlere kazımayı sürdürüyor. Sözlerin muğlaklığında, “Van Gölü Canavarı”‘nın derdi nedir bilinmez mahlukatında, “Sen ve Ben”‘in Yin-yang etkileşimli görünen romantizminde, “Anti Depressive”‘in gri tonlardan beslenen umudunda, “Beton Mezar”‘ın manifesto usulü dalgalanan ritmi ve sözlerinde kendini bilen bir grubun özgüveni ve özgürlüğü gizli. Sonda ise ismiyle Art Diktatör‘ün manifestosunun kapanış paragrafında yer almaya oldukça müsait “Don’t Dream It, Be It!” var. Yeterince açıklayıcı: Olmak ya olmamak, sadece birinin sonu ölümsüzlüğe çıkıyor!

Bir başka dipsiz kuyunun içinde süzülürken dışarıda günün ağarmaya başladığını fark eder gibi oluyoruz. Yeraltında gün-gece döngüleri biraz daha muğlak olduğundan mıdır bilinmez, bünyemiz hiç de sabahlamanın yorgunluğunu hissetmiyor. Ruh ebedi kalıcılığı tattı ya, durmak bilmez şimdi. Bu tarz özgürlüklerden herkese lazım.

PUANLAMA: Süper/10