Volbeat – Rewind, Replay, Rebound (2019)

Şüphesiz Volbeat, sadece tarz olarak ele aldığımızda bile 2000’lerde ortaya çıkmış en enteresan ve orijinal ‘sert’ ekiplerden biri. Bilhassa söz konusu tarzı başlığında güzelce özetleyen Rock the Rebel/Metal the Devil adlı ikinci albümlerinden bu yana biraz hard’n heavy, biraz rockabilly, biraz pop, biraz punk kattıkları oldukça eğlenceli bir müzik icra etmesini biliyorlar. Michael Poulsen‘ın önderliğinde yürüyen bu Danimarkalı kovboylar (metalci Elvis’ler de derler), son birkaç albümdür her grubun kolaylıkla düşebileceği bir tehlikeye düşüyor; o da kendini tekrar etme hali. Geçtiğimiz hafta yayınlanan son eserleri Rewind, Replay, Rebound‘un ismindeki ‘tekrar vurgusu’, ihtimaldir ki tam da bu duruma bir gönderme.

Sahiden de Volbeat, sanki bu durumu sineye çekercesine albümün kimi şarkılarında bir çeşit geri dönüşüme başvuruyor. Hızıyla harika biçimde baş döndüren “Pelvis On Fire”ı grubun başyapıtlarından “Sad Man’s Tongue”ın Guitar Gangsters & Cadillac Blood dönemi bir yeniden yazımına, “Maybe I Believe”ın nakaratını “Evelyn”in nakaratına, “Cloud 9”ın beste yapısını -ne yazık ki- bir sürü başka gruba benzetmek mümkün. Bu şarkılar da kendini tekrar tekrar dinletiyor mu peki? Dinletmez mi, Volbeat bu.

Yıllardır yavaş yavaş kanıksadığımız üzere grubun metal damarı burada biraz daha törpülenmiş, “Leviathan”, “The Awakening of Bonnie Parker”, “When We Were Kids” gibi parçalar doğrudan pop rock ekolüne oynuyor. Heyhat bu demek değil ki albüm sert anlardan yoksun olsun: Bir önceki paragrafta övdüğümüz “Pelvis on Fire”a ilaveten oldukça yenilikçi ve taze tınlayan sinsi surf-metal parçası “Sorry Sack of Bones”, Gary Holt’lu “Cheapside Sloggers”, büyük rifler ve sert geri vokaller barındıran “The Everlasting” başımızı güzelce sallatıyor. Yenilik demişken, koro usulü geri vokalleriyle “Last Day Under The Sun” ile “Cloud 9”, eski dost Neil Fallon’la bizi 50’li yıllara ışınlayan saksafonlu “Die to Live”, Ramones’u hatırlatan çalış üslubu ve süresiyle “Parasite” Volbeat’e -iyisiyle kötüsüyle- yeni kapılar açacak potansiyele sahip diyebiliriz.

Özetle Rewind, Replay, Rebound Volbeat için hem bir maç özeti, hem de ufak altyapılandırmalar sağlayan oldukça eğlenceli bir şarkılar silsilesi. Yer yer daha önce duyduğumuz efsaneleri fazlasıyla hatırlatarak, yer yer düpedüz arenalara oynayarak bizi hayalkırıklığına uğratsa da grubun sinerjisinin ölmeksizin evrildiğini bizlere ispatlıyor. Bu enerjiyi göremeyen, örneğin “Rewind the Exit”teki samimi, kalpten gelen müziğe ve sözlere bakabilir. Volbeat, şarkıdan şarkıya kolaya kaçabilse de toplamda asla kızamadığımız bir ekip. Ömürleri bol olsun, ilhamları kaybolmasın, bize yeter.

PUANLAMA: 7/10