Bazen herhangi bir değeri olup olmadığı bile tartışılsa da video oyunları fikrimce en heyecan verici ve inovatif sanat alanlarından biridir. İnteraktif yapısıyla edebiyat, müzik ve görsel sanatları kolayca sentezleyebiliyor olması video oyunlarının kendilerine özgü deneyimler yaratabilmelerini sağlıyor. Özellikle müzik neredeyse her video oyunun kullandığı bir araçtır. Bazen film skorları gibi atmosfer yaratmakta kullanılıyor bazen ise hikayeyi ilerletmek, derinleştirmek için. Bazı oyun müziklerinin ikonikleşmesinin çok haklı sebepleri olduğu inkar edilemez bir gerçek!
Ape Out, başta sıradan bir beat’em up oyunu olarak gözükse de caz müziğini yaratıcı kullanımları ve oyun mekaniklerine dahil edişleri oyunun ana odağı olmanın yanında oynanışa çok ayrı bir zevk katıyor. Oyunun dört kısmıyla eşleşecek dört tane caz müzik albümü yazıldı, her bölümü de albüm içerisindeki bir şarkıyla eşleştirildi. Müzik her kısmın kendi atmosferini yaratmasının da ötesinde oyundaki aksiyonu ritmikleştirmeyi başarıyor. Reaktif bir yapıda olan müzik, her vuruşta ve harekette eklenen davul ve enstrüman sesleriyle zenginleşiyor. Böylece oyuncunun hareketi müziği değiştirerek interaktif bir müzik parçası ortaya çıkarıyor.
Hades, aynı oyunun tekrar tekrar oynanmasından oluşan roguelike türü bir oyundur. Hades’in soundtrack’i oyunun farklı evrelerini sonik olarak kodlamak için kullanılıyor. Yunan mitolojisindeki Ölüler Dünyasından kaçmaya çalışan ana karakter, Zagreus, farklı diyarlardan geçtikçe müzik değişmektedir. Farklı şarkılar ise oyunun hikayesine katkı sağlamak için kullanılmaktadır. Orpheus’un saray ozanı olarak söylediği “Lament of Orpheus” şarkısı, oyunun Orpheus ve Eurydice mitini Orpheus’un ağzından açıklar. Mitte Orpheus, aşkı Eurydice’yi ölüler dünyasından geri almak için bir şarkı söyler ve Hades, bu dünyanın kralı, izin verir. Tek koşul geri dönüş yolunda Eurydice arkasından geliyor mu diye kontrol etmek için arkasına bakması yasaktır. Endişesine alıkoyamayıp bakan Orpheus, aşkını sonsuza dek kaybeder. Bu şarkı da müziğin, hem atmosfer hem de hikaye anlatımı için kullanımının güzel örneklerindendir.
Tüm zamanların en ünlü oyun müziği ise C418’in Minecraft, Volume Alpha albümü olabilir. Elektronik ambient müziğin önemli albümlerinden biri kabul edilen oyun müziği, Minecraft’ın arka planında çalmaktadır. Minecraft, oyun müziğinin doğru seçildiğinde ne kadar efektif olduğunu gösteriyor. Herhangi bir şekilde hikayeye veya oyun mekaniklerine bir katkıda bulunmayan müzik, yine de oyun deneyimini çok geliştiriyor. Tamamen oyuncunun kendi inisiyatifinde kendine ait bir dünya ve deneyim yaratması niyetlenen oyunda ambient müzik aynı şekilde onlara bir duygu hissettirmeyi hedeflemeden, oyuncunun kendi iç dünyasını yansıtmasına yer bırakıyor. Aynı zamanda, çoğu oyuncunun yüzlerce saat oynadığı oyunda durmadan dinledikleri müziğin, sonik olarak çok yoğun olmayan ve sözleri olmayan bir ambient albümü olması sıkılmadan dinleyebilmelerini sağlıyor. Çoğu insan için C418’in albümü oyunla ve çok değerli çocukluk anılarıyla özdeşleşmiş durumda.
Hotline Miami ise Minecraft’ın tam zıttı bir şekilde aşırı karakteristik ve yoğun bir oyun müziği ile oyuncuyu iyice 80’ler estetiği içerisine çekiyor. Synthwave müzikten oluşan soundtrack, oyunun aşırı ve çarpıcı deneyimini güçlendiriyor ve aynı zamanda oyuncuyu 80’ler diskosundan esinlenilmiş vaporwave/synthwave atmosferinin içine sokuyor.
Bu listeye daha bir sürü oyun eklenebilir; Final Fantasy’nin epik orkestral parçalarından Cuphead’in enerjik müziğine, tonla örnek bulunabilir. Video oyunları, müziği doğru şekilde kullandığında başka bir medya türünün sağlayamadığı şekilde üç boyutlu ve sürükleyici bir sanat eseri oluşturabiliyor.