Son yıllarda birçok müzik türü arası ritmik ve atmosferik bağlantılar oluşturarak yükselen yeni kuşak Londra caz sahnesinin önemli aktörlerinden Tom Misch ve Youssef Dayes’in ortaklığından doğan What Kinda Music, 2020 yılında başımıza gelen nadir güzelliklerden. Benim için bu yılın en iyi üç albümünden biri olan What Kinda Music’e yakından bakalım.
Albümün ismi aslında bize albümden ne beklememiz gerektiğini henüz dinlemeden biraz açık ediyor. Albümü oynatmaya başladığımızda tam da beklendiği gibi kalıplara sığmayan, birçok duyguyu ve tekniği çevreleyen bir motivasyonla üretilmiş bir işle karşılaşıyoruz. İkili bu ortaklaşa çalışmada birbirlerindeki iyi özellikleri ekstra bir çaba harcamadan, rahatça yukarıya taşıyor. Önceki işlerinde “beat” programlamayla fazlasıyla haşır neşir olan Misch, bu iş birliğinin kendi açısından önemli bir yönünün iyi bir davulcuyla çalışmak olduğunu söylüyor. Güney Londra caz sahnesiden Alpha Mist, Mansur Brown ve Kamaal Williams gibi isimlerle çalışmalarından tanıdığımız Dayes ise böyle bir albümü canlı kaydetmenin müziğe kattığı güçten bahsediyor. Bu açıdan baktığımızda, albümün deneysel yapısında müzisyenlerin parçaları farklı doğrultularda esnetip genişletebildiklerini görüyoruz, tam da albümün ismiyle özdeşleşen bir yönelim. Albüme akılda kalıcı bas partisyonlarıyla leziz bir funk dokusu katan Rocco Palladino’nun önceki projelerden tanıştığı Dayes ile uyumundan oluşan sağlam temeller, albümün deneyselliğine güvenli bir arka plan sağlıyor. Ayrıca Palladino’nun albümdeki Lift Off isimli parçanın bestelenmesinde direkt rol oynadığını da belirtmeden geçmeyelim.
Albümün belgeselinde de bahsedildiği gibi What Kinda Music’teki canlı ve organik sesler, yapım sürecindeki doğaçlamalardan (“jam sessions”) geliyor. Henüz ilk parçadan albümün deneysel kimliği bizi karşılıyor; hafiften tekinsiz bir gitar arpejinin üzerine Dayes’in davulunun tomlarını akort ettiği bir intronun ardından bir anda atmosferik bir groove makinasına dönüşüyor parça. Ardından albümdeki favori parçalarımdan olan Festival, Misch’in vokallerinin Dayes’in davullarıyla oluşturduğu kompakt ve ahenkli bütünlüğün albümdeki en güzel örneklerinden birini sergiliyor. Misch’in hatasız ancak bir o kadar da rahat gitarları, Dayes’in tek başına çalsa bile dinlenecek güzellikteki çoşkulu ritmleriyle zarif bir hacim kazanıyor. İkilinin yakaladığı bu nefis uyumun yanı sıra, albüm her iki müzisyenin de kendi tarzlarını zorlanmadan ayrıştırabileceğimiz bir çözünürlüğe sahip. Özellikle vokal melodilerine dikkat ettiğimizde Misch’in bir önceki albümü Geography’den esintiler duymak mümkün. Fakat bu albümdeki Misch vokalleri o eski, belki de fazlasıyla cilalı “sound”dan çok, daha satüre, sıcak ve bir miktar da karanlık bir düzlemde kendine yer buluyor. Nightrider ilgi çekici nakaratıyla akıllarda kalırken ona modal olarak benzeyen Tidal Wave bize minörlerde iç çektiriyor. Parçadaki gitarlara eklenen belli belirsiz tremolo ve modulasyon efektleriyle tüm parçayı hissettirmeden daha ilginç bir düzleme taşıyan ve albümün miksini üstlenen Russel Elevado’ya da hakkını yeri gelmişken teslim edelim. Elevado’nun özellikle Dayes’in davullarını ziyadesiyle sıcak, mid frekansların güçlendirildiği ve tizlerin hafiften yumuşatıldığı bir “sound”da ele alması, albümdeki atmosferik gitarlara ve “synth”lere ihtiyaçları olan sonik alanı sağlıyor.
Albümde ilerlediğimizde öne çıkan parçalardan Lift Off ve Kyiv bize funk altyapısı üzerine parlak ve güçlü gitar tatları veriyor. Julie Mangos neredeyse bir Robert Glasper – Black Radio havası hissettirirken son parça Storm Before the Calm, Kanadalı caz grubu BADBADNOTGOOD’u andıran bir düzenleme ile bu harika albümü sonlandırıyor.
What Kinda Music, iki yeteneğin birlikte bir janra bağlı kalmadan, tamamen deneysel bir yaklaşımla, farklı tarzların sınırlarını zorlamadan genişlettikleri bir yolculuk sunuyor. 2020 yılında bazı iyi şeylerin de olduğunu hatırlamak için albüme kulak vermek isteyenler buyursun.