Sharon Van Etten: “Ne Kadar Güzel, Ne Kadar Kırılgan!”

Kapak Fotoğrafı: Susu Laroche

İkonik şarkı yazarı Sharon Van Etten, The Attachment Theory adlı yeni bir grup kurdu; grubun kendi adını taşıyan ilk albümü bugün yayında. Van Etten’a ulaşıp kafamızdaki soruları ilettik, o da içtenlikle yanıtladı.

Nasılsın Sharon? 2025’in ilk ayına 10 üzerinden kaç verirdin?

Fena değilim. Puan vermek biraz tehlikeli geliyor. Dünyaya çok geniş bir perspektiften bakınca puanım düşüyor; ama kendi hayatımı, ailemi, grubumu ve dostlarımı düşündüğümde… Hepsinde çok fazla sevgi var.

Grup olarak The Attachment Theory ismini nasıl seçtiniz?

Grupça sürekli birlikte seyahat ediyoruz, yollarda geçen hayatımızın iniş çıkışlarını birlikte yaşıyor ve zamanla bir aileye dönüşüyoruz. Kardeşlik ilişkilerine benzeyen bağlar kuruyoruz. Aramızdaki kimya ve bağlar giderek derinleşiyor. Turne boyunca gerçek ailelerimizi geride bırakırken sağlamlaştırdığımız bu bağlar, dengede kalmamıza yardımcı oluyor. Gerçekten hem yoğun hem de çok güzel bir dinamik…

Geçmiş solo çalışmalarının aksine grup olarak çalışmak, şarkı yazımına yeni bir dinamik getirmiştir diye düşünüyorum. Bu sürece alışmanı kolaylaştıran ve seni zorlayan birer etmen sayabilir misin?

Grup süreç boyu bana baştan sona birlikte yazma konusunda büyük bir özgürlük ve rahatlık sağladı. Bir saniye bile yargılanıyormuşum gibi hissetmedim, onlar da hissetmedi. Tam anlamıyla bir güven ortamı vardı. Kırılgan hissediyordum, ama bu da hissetmem gereken bir kırılganlıktı. Herkesin öznel deneyimlerini süzgeçten geçirip ortak duygulara ulaşmak zordu, ama iyi ki buna girişmişiz.

Bu albümden ortaya çıkarması en kolay ve en zor olmuş iki şarkıyı seçmeni istesem bunlar hangileri olurdu?

“Southern Life” ve “I Can’t Imagine” ilk provamızda ortaya çıkan iki şarkıydı. Doğal bir şekilde doğuverdiler. Prova haftasının sonuna sıkıştırdığımız, hiçbir zorlama ya da planlama olmaksızın beliriveren iki parçaydılar. En zorlayıcı şarkı ise “Idiot Box” oldu. Orijinal hali çok uzun ve tekrar eden bir formdaydı. Parçaları kırpıp geçişleri ayarlamak, akor ilerleyişlerini değiştirmek gerekti. Adeta bir otopsi gibi hissettirdi diyebilirim.

Kayıt sürecinden çok rastgele üç eğlenceli anını paylaşabilir misin?

Şarkı yazımının ötesinde en sevdiğim anlar, birlikte yemek yapıp masada oturduğumuz, hayatlarımız hakkında konuştuğumuz anlardı. Stüdyonun dışında, fani insanlar olarak bağlantı kurmak güzeldi. Birlikte televizyon izlemek de harikaydı. O sıralar Yellowjackets dizisi yeni yayınlanmıştı, bir arkadaş grubu olarak toplanıp izlemek için harika bir diziydi. Hepimiz uyumaya giderken adrenalinden titriyorduk adeta!

Uyurken sık sık rüya görür müsün? Unutamadığın garip bir rüyan var mı? Sence rüyaların bir şekilde şarkılarına yansıyor mu?

Rüyalarımı pek hatırlamam, ama çölde şarkılar üstünde çalışırken bir çeşit vizyon gördüğümü hatırlıyorum. Herkes stüdyodaydı, ben de gizlice dışarı çıkıp sigara içiyordum. Çöl gece vakti inanılmaz karanlık olur, ama yıldızlar o kadar nettir ki sonsuzluğa uzanıyor gibidirler. O sonsuzluğun altında o sırada hasta olan kayınpederimi, sonra babasına tıpatıp benzeyen eşimi, sonra da ikisinin fiziksel bir birleşimi olan oğlumu gördüm. Bir anda ağlamaya başladım. Hayat ne kadar güzel, ne kadar kırılgan, ne kadar güçlüydü. İşte o gece “Fading Beauty” şarkısını yazdım.

Şimdiye dek birkaç kez oyunculuk yaptığını da gördük. Şahsen ekranda sergilediğin performanslarını da çok seviyorum. Bir gün birlikte çalışmayı çok istediğin bir yönetmen var mı?

Geçenlerde Night Bitch filmini izledim. Annelik olgusunu hassas ama aynı zamanda çarpıcı bir öfkeyle ele alışını çok sevdim. Amy Adams ve Marielle Heller mükemmellerdi. Oyunculuk bana göre bir mecra mı bilmiyorum ama Marielle, kadın hikâyelerine duyduğu güçlü ilgi ve sezgisel yaklaşımıyla çok etkileyici bir yönetmen bana kalırsa.

Müzik platformunun geçmişine baktığında son dinlediğin üç şarkı neymiş, öğrenebilir miyiz?

Müzik geçmişim biraz karışık, çünkü hesabımı oğlum da kullanıyor. Şu an baktığımda şu üç albüm çıkıyor:

Low – Drums and Guns,
Nine Inch Nails – Pretty Hate Machine,
DaBaby – How TF is this a mixtape.

Diyelim ki bundan 100 yıl sonra müzisyenlerin anısını onore eden bir tema parkındayız. Her sanatçı veya grubun kendine ait bir anıt taşı var, üstünde de şarkı sözlerinden biri yazıyor. Senin anıt taşında hangi şarkı sözün yazsın isterdin?

“Love More.”

Sharon Van Etten & The Attachment Theory’nin Bandcamp profiline şuradan göz atabilirsiniz.