Mike Hadreas, Perfume Genius adıyla yayınladığı son albümü Ugly Season‘da cinsiyetin kendisi kadar akışkan ve kuir bir ses dünyası yaratıyor. Birçok müzik otoritesinin mutabık göründüğü görüş, bunun şimdiye kadarki en deneysel çalışması olduğu. Albüm kapağı bu deneyselliğin doğası üstüne güzel bir ön fikir veriyor ve az önce bahsettiğim akışkanlığı iyice vurguluyor: Ugly Season katı objelerden meydana gelmiyor, ritim ve melodi üstüne fikirlerini her an buharlaşmaya ve yeniden yoğuşmaya açık ortam şartlarında kimliğe büründürüyor.
Bir önceki Perfume Genius albümü Set My Heart On Fire Immediately, cayır cayır duyguların dans pistiyle flörtleştiği hayli akılda kalıcı indie pop şarkılarından oluşuyordu. İlk başta The Sun Still Burns Here adlı, Kate Wallich imzalı bir dans gösterisinin özgün müzikleri olarak ortaya çıkan Ugly Season ise çoğunlukla klasik şarkı formunu bile reddediyor. Bu hür ve anarşist denebilecek yapı, kendini dinleyiciye zorla empoze eden, mesaj taşıyan bir yerden inşa edilmemiş. Sadece hayli doğal bir biçimde hiçten var oluyor. Hadreas daha albümün açılış şarkısında “Ne bir örüntü var / Ne de çiçekler açıyor / Seni götürdüğüm yerde / Düz, sabit bir yer / Bir oda sadece / Bir oda sadece” diyor. Sesi albümün baskın çoğunluğunda narin bir büyüleyicilik taşıyor. Bizi götürdüğü odanın şaşaası ise kendini içinde beliren geçişken sesler dünyasının yalın özgürlüğünde belli ediyor. Mellotron, çanlar, kafalardan geçen “bu hangi enstrüman” düşünceleri, elektronik örgüler, ani tempo değişimleri ve ötesinden meydana gelen bu dünyada bir sonraki adımı tahmin etmek çetin ve açıkçası biraz gereksiz bir uğraş. Çok kafa yormadan müziğin içinde kaybolmak en iyisi.
Mike Hadreas Ugly Season ile hayli gizemli ve içinde kaybolunası bir müzik seçkisi yaratıyor. Örüntüsüz ve dingin görünse de sonraki hiçbir adımı tahmin edilemez bir dinamikle 50 dakika boyunca önümüzde işitsel gerçeküstü bir dünyanın kapılarını açıyor.