Sesin bir rengi olsaydı eğer Ólafur Arnalds‘ın müziğinin rengi kesin gri olurdu. O kadar tarafsız, o kadar içe dönük… Hazır sonbahara ayaklarımızı basmışken yepyeni bir albümün müjdesini verelim dedik size.
BAFTA ödüllüne sahip aynı zamanda besteci, müzisyen ve yapımcı olan Ólafur Arnalds geçtiğimiz Ağustos ayında dinlemekten oldukça keyif alacağımız bir albümle geldi. Mercury KX çatısı altında ortaya çıkardığı bu serinin diğerlerinden küçük bir farkı var. Arnalds, bu sefer özel yapım yazılım, besteci ve ses geliştiricisi olan Halldór Eldjárn ile birlikte iki yıllık bir çalışma ile Stratus’u ortaya koydular. Stratus, mütevazı bir piyanoyu yeni bir enstrümana dönüştüren bir yazılım. Bu yazılımdan oluşturulan algoritmalar, aynı zamanda albüm resmini oluşturmak için de kullanılıyor ve o aşamada mottoları tam da şu oluyor:
Playing the piano then becomes playing with the piano!
Canlı bir ortamda piyanolar, üretken doğası gereği performansın ayrılmaz bir parçasıdır. Her çalınışında farklı bir sonuç vardır ve her performansı tamamen benzersiz kılar. Bu noktada Stratus, bir insan ürünü olmasının akabinde, bestecinin yaratıcı düşüncesini sarsan ve onu yeni, genellikle şaşırtıcı, yaratıcı seçimler yapmaya zorlayan anlık geri bildirim vermesi açısından çok önemli birer özne konumuna dönüşürler. Bu yeni albümde bunların hepsi kusursuz bir şekilde gerçekleşiyor.
Böylece bir geri bildirim olarak “re: member” ortaya çıkıyor…
Stratus’un yanı sıra parçalar elektronik ve davul içeriyor. Notaların güzergahı güzel piyano akorlarından parıldayan yaylı armonilere ve heyecan verici bir elektronik finalden geçiyor.
Yine kendisi gibi İzlandalı olan yönetmen Thora Hilmarsdottir tarafından çekilmiş müzik videosu ise tüm çalışmaya yeni bir bakış açısı sağladığını görüyoruz. Bu konuda Ólafur şöyle diyor :
“Video, erkekliğin unsurlarına ve insanların duygularını nasıl ifade ettiğine değiniyor. Ama aynı zamanda birbirimizle ya da paylaştığımız bir şeyle bağlantı kurarken umut ve neşeyi bulabiliriz. ”
Ólafur Arnalds, Stratus piyanosu ile birlikte yapacağı ilk performansını bu yılın ilerleyen dönemlerinde Londra’daki Royal Albert Hall’da gerçekleştirmeyi planlıyor. Seriyi dinledikten sonra bizimle bu konuda aynı düşüneceğinizi biliyoruz. O da şu ki, söz konusu gerçekleştirilecek olan etkinliğe alacağımız bir konser bileti değil, olsa olsa o bir seyahat bileti olabilir. Eğer yolunuz düşerse yol içinde bir yol daha edinin kendinize. Benzersiz olacaktır.