2010’ların bize bahşettiği yeni gruplar içerisinde her daim merakla takip ettiğim bir ekip oldu Noel Gallagher’s High Flying Birds. İlk albümlerinin yayımlanışı benim Oasis hayranlığımı koyu yaşadığım günlere denk geliyor, o yüzden albümü keşfedip sevmeme hiç şaşırmıyorum. İkinci albüm Chasing Yesterday de başta bir heyecan yaratmıştı, ancak doğrusunu söylemek gerekirse şarkılar bende aynı kalıcılığı yakalayamadı. Yine de “The Right Stuff” gibi Oasis tarzından tamamen ayrılan cesur bir şarkının varlığı sebebiyle bile takdir edilesi bir işti. (Meğerse o şarkı, Noel ağabeyin gittiği istikamete dair çok mühim bir ipucuymuş.) Kapağında Gallagher’ın eşi Sara MacDonald’ı uzaktan gördüğümüz yeni albüm Who Built the Moon?’un yayımlandığı haberini alır almaz içimdeki ilginç bir dürtü hiç beklemek istemedi, dinlemeye başladım. Dakikalar geçtikçe yüzümdeki ifade önce bir tebessüme, sonra da bir sırıtmaya dönüştü. Bu albüm cidden olmuştu! Sanki bizim adam yıllardır sürdürdüğü müzik kariyerinde yeniden doğmak istemiş, küllerinden kanatlanıp uçmaya karar vermiş ve ortaya bu şarkılar çıkmış.
Noel Gallagher, geçtiğimiz günlerde 50. doğum gününü dostlarını davet ettiği büyük bir partiyle kutladı. Partiye katılan eski Doctor Who yıldızı Matt Smith’in “Glastonbury’den daha iyi bir partiydi” beyanını ve yeni albümdeki şarkıların sözlerini bir arada değerlendirirsek çok net bir sonuca varırız: Noel Gallagher artık mutlu bir adam. Albümdeki birçok şarkıda bunu fazlasıyla doğrudan, hatta dansa davet eden bir şekilde (bknz. “Holy Mountain”) ifade ediyor. Disko ritmine yakın seyreden saykodelik besteler, baştan sona kötü anınızda size destek olabilecek kapasiteye sahip. Bu zamanlarda böylesine pozitif enerji taşıyan albümler bulmanın zorluğunu düşünmeli bir de, elimizdeki albümün ne kadar ayrıksı bir yapıda olduğu buradan bile anlaşılabilir. Gallagher sonunda sahiden yüksekten uçuyor, bunu öğreten de hayatının aşkı Sara imiş “She Taught Me How to Fly”ın sözlerine bakılırsa. Yeri gelince kendini çok olgun bir biçimde arka plana atıp sözü grup arkadaşlarına bırakmayı da biliyor. Deneysellik, tecrübe ve tevazu gibi anahtar kelimelerden geçiyor Who Built the Moon’un başarısının sırrı.
Noel Gallagher’dan illa da Oasis tadında şarkılar bekliyorsanız, Who Built the Moon?’u dinlerken büyük ihtimalle şaşıracak ve burun kıvıracaksınız. Ama niye illa da bunu isteyesiniz ki zaten? O konuda açlığımızı giderecek 10 kadar albüm var. Küçük kardeş Liam hala aynı nostaljiyi döndüredursun, Noel risk almaktan korkmuyor; altın çağını yaşamış veya yaşamakta olan her sanatçı gibi yeni, büyük adımlar atıyor. Mevcut şartlar altında bize başka söz bırakmıyor; albümü defalarca dinleyeceğimize emin bir şekilde, neşeyle sallanıp yuvarlanıyoruz.