Yaralıyız, hem de hepimiz. Dünya yaralı. Artık 50. yaşını deviren elektronik müzik azizi Richard Melville Hall -namıdiğer Moby-, bu durumu görüp de öfkesini gizleyemeyenlerden biri. Bundan bir buçuk sene evvel Donald Trump ülkesinin başına geçince yanına The Void Pacific Choir‘i alıp peşi sıra 2 albüm kaydetti, hem de ne albümler: Belki ne These Systems are Failing ne de More Fast Songs About Apocalypse başlı başına kusursuz işlerdi; ancak ikisi de Moby‘nin 30 yıldır pek görmediğimiz kaotik ve punk yanını ifşa ediyordu. Yeni albüm Everything Was Beautiful, And Nothing Hurt‘te ise aşina olduğumuz melankolik Moby öfkesini sineye çekip geri dönmüş. Ancak hala her zamanki kadar duyarlı, her zamanki kadar aktivist. Kendi Facebook sayfasında Trump karşıtı kelamlar etmeyi, insanları veganlığa davet etmeyi hırsla ve inançla sürdürüyor. Haliyle çok düşman da edindi kendine, varsın olsun; ortada güzel bir çaba olduğu kesin. Peki müzikten ne haber?
Everything…‘ten çıkan ilk tekli “Like A Motherless Child” oldu. Bu şarkı, “Moby kimdir?” diyen birine sunulabilecek kadar Moby‘ce bir iş olmuş. Önceki albümdeki gibi riskler yok, iyi anlamda iç gıcıklayan bir melankoli var. Bu küçük ikramın ardından kaydı sindirmeye başladığımızda, mevzubahis melankolinin albümün temel taşı olduğunu anlıyoruz; şarkı sözleri hayal kırıklıklarını, kıyamet sonrası elde kalan umut kırıntılarını tasvir ediyor.“Mere Anarchy”‘nin hayran olunmayacak bir yanı yok, lakin albümün geri kalanı için biraz fazla güçlü bir açılış olduğunu belirtmek lazım. Üstünde uğraşılmış ki sonraki bazı şarkılar sönük kalıyor. Bu açılışın içerdiği kaos sonrası atmosfer, “Welcome to Hard Times” ile “Falling Rain and Light” gibi parçalarda da mevcut, bütünün ortak payda ise o değişmeyen hüzünlü bakış açısı. “This Wild Darkness”‘ta tam da huzuru bulmaya yaklaşmışken “A Dark Cloud is Coming”‘in sesi kısılıp beat’leri açılmış gospel’i “Rahata alışma, rahatlığın için savaş” diye fısıldıyor bize. Gerisi düşünceler, kuşkular, hüzün ve öfke kırıntıları.
Moby öyle ya da böyle halen müzik dünyasında faal ve önemli bir isim. Belki orijinallikte “Go”‘yu ilk icra ettiği günleri biraz aratıyor, lakin bu -önceki iki albüme bakacak olursak- devamlı bir durum olmadığı gibi, hala sıklıkla ruhumuzda bir şeyleri harekete geçirmeyi de başarıyor. Üretmeye ve denemeye devam ediyor. Eğer bir kulak verirseniz, Everything…‘te de tekrar tekrar dönüp dinleyeceğiniz kaliteli Moby icraları yakalayacaksınız. Zira bu albüm, yıllardır kendisinden gelen en bütünlüklü, en ayakları yere basan iş. Bazı sanatçılar kariyerlerinin belli bir döneminde öyle takdir edilir ki, 2 dakika sendelemeye görsünler, sonraki bütün işlerine burun kıvrılır. Moby‘nin gözünüzde o sanatçılardan biri olmasına izin vermeyin. Vizyon yaşamaya devam ediyor, gelecek de az çok parlak olsa gerek.