Ormanın bütün gececi canlıları, Mark Lanegan‘ın ricasına kulak vermek üzere birleşti: “Gelin şöyle gecenin çocukları, kendi karanlık armoninizi şakıyın.” With Animals, yaşlandıkça sesine boyut katan Lanegan ile İngiliz dostu Duke Garwood‘un parti eşbaşkanı oldukları ikinci çalışma. İlk denemeleri Black Pudding‘ten çok daha ambient, çok daha hayaletli, çok daha loş ve hepsinin altında bir nebze daha duygulu…
Esasında bütün albüm ormanda geçmiyor: “L.A. Blues”‘da bir motel odasındayız mesela. Ancak With Animals‘ın esas derdi yabana çağrı yapmak değil, yaşamımız içindeki yabanı açığa vurmak. Şehirler, ormanlar; ikisi de kendi vahşi hayvanlarını barındırırken ayrım yapmak ne kadar kolay olabilir? Albüme adını veren şarkı, aşktan yaralanıp ormana sığınan bir adamı anlatıyor. Bir kaçışın başka kaçışlara zemin hazırlamasını izliyoruz. Şehir, orman; ikisi de yalnız, ikisi de soyutlayıcı şeyler With Animals‘ı yaratan isimlerin gözünde.
Birbiri ardına gelen şarkılar, birbirinden uzak değil; ancak kendi kişisel alanlarına hapsolmuş gibi. Her şarkının taşıdığı bu yalnızlık, albümdeki müziğin kendisine ulaşılmasını talep etmesiyle açıklanabilir. Bu mesafe de albümü şaheser olmaktan uzak kılıyor. Sorun değil; With Animals kendini kanıtlamayı değil, kendini keşfetmeyi amaçlıyor zaten. Kendine has o ürkütücü cazibesi de buradan geliyor.