Hazırlayan: Gökay Sarı
Melbourne merkezli olan ve başarılı bir şekilde psychedelic rock müzik icra eden Avustralyalı grup King Gizzard & The Lizard Wizard’ın son albümü yine dinleyicisini mest ediyor. 2010 yılında Stu Mackenzie, Ambrose Kenny Smith, Cook Craig, Joey Walker, Lucas Skinner, Eric Moore ve Michael Cavanagh tarafından kurulan grubun şimdiye kadar çıkarmış olduğu albümler hep plak formatında ve sınırlı sayıda olarak piyasaya sürüldü. Ancak elbette ki günümüzün gerekliliklerini cevap vermek adına dijital müzik platformlarında da yer alıyor.
2017’nin kış ayları henüz bitmişken grubun son albümü olan Flying Microtonal Banana da görücüye çıktı. Albüm çok daha az sayıda fiziksel olarak basılmasına rağmen dijital platformlarda gördüğü ilgi yüzünden ikinci defa basıldı. Yine de iki bin adetle sınırlı olan albüm sadece meraklıları ile buluşabilecek gibi görünüyor.
Albüm, adından da anlaşılabileceği üzere “mikroton”lardan oluşuyor. Yani, halkımız arasında daha çok bilinen adı ile “koma ses aralıkları”nın kullanıldığı bir performans bütünü. Batı kültüründe, 20. yüzyılın ilk yarısının sonlarına doğru ortaya çıkmış olan ve standart olarak kabul edilen “on iki yarım ses aralığı” yerine, bunlardan daha küçük aralıklardaki seslerin elde edilmesi, kısaca klasik perdeli çalgıların müsaade ettiği ölçülere bağlı kalmayarak, farklı tınıların elde edilmesinden oluşturulan müziğe mikrotonal müzik deniyor. Ülkemiz de dahil olmak üzere, çoğu Orta Doğu ve Güney Asya ülkelerinin yerel müziğinde fazlasıyla yaygın olarak mikrotonal ses aralıklarından faydalanarak üretilen müziğe rastlamak oldukça kolay.
Flying Microtonal Banana tam dokuz adet sihirli parçadan oluşuyor. Lirik olarak da “psychedelic” etiketinin hakkını veren şarkıların enstrümantal olarak çok daha fazlasını vaat ettiğini de belirtmek gerekiyor. Üstelik şarkılarda elektronik telli çalgılarla icra edilen alaturka gamlara ve armonilere de tanık olmak mümkün. “Kral Gizzard” ve “Timsah Büyücü” son albümleri ile gerçek bir dünya müziği kolektifinin altına imzasını atmış, Rock “sound”u eşliğinde küçük mavi gezegenimizin her metre karesine hitap ediyorlar.
Sleep Drifter parçası, Aşık Veysel‘in Kara Toprak parçasından esinlenilerek bestelenmiş. Aşağıdaki videoda da benzerliğe dair açıklamayı bulabilirsiniz.