Hazırlayan: Yankı Yıldırım
“Revenge is never a straight line. It’s a forest. Like a forest, it’s easy to lose your way, to get lost, to forget where you came in.”
Sonuna kadar vahşi, sonuna kadar küstah bir intikam hikayesi : Kill Bill.
Quentin Tarantino’nun senaristliğini ve yönetmenliği üstlendiği Kill Bill filmlerinin baş rollerinde Uma Thurman, David Carradine, Lucy Liu gibi isimler yer alıyor.
Düğününde kendine yapılanların her anını hatırlayan bir Gelin (The Bride), intikam yemini ederek yola çıkar; bu yoldan onu vazgeçirecek hiçbir şey yoktur. Onu zafere ulaştıran yolda; hırs, öfke ve kararlılıktan taviz vermeden ilerler.
Bu yol öyle bir yoldur ki, Gelin’in gelinliğinden kanlar akıtır, onu ölümle yüz yüze getirir. Ölüm, her defasında başka bir cinsiyete, başka bir yüze, başka bir mimiğe bürünerek ona bulaşır; ama asla istediğini alamaz. Gelin’in iradesi herkesten üstün, kararlılılığı herkesten fazladır. Gerekirse ölümü bile ince ince parçalara ayıracak bir öfkeye sahiptir. Burada bir Hattori Hanzo kılıcının payını da inkar etmemek gerek elbette!
Bu intikam uğruna vücutlar bütünlüklerini kaybedecek, kanlar sel olup akacak, yer çekimi ve fizik kuralları yerle bir olacak, Uzakdoğu’nun dövüş sanatları öğrenilecek, gerekirse mezardan dönülecek, ölüm zaman/mekan/kişi dinlemeyecektir.
Tüm bunlar olurken, film kimi zaman anime şeklinde akıp giderken Tarantino’nun şarkı seçimleriyle de aklımızı almaya çalıştığı ortadadır. Soundtrack listesi kelimenin tam anlamıyla bir cümbüştür. Çoğu zaman yüksek tempolu şarkılarla, Gelin’in intikamdan aldığı o delice zevki tüm vücudumuzda hissetmeye başlarız; savrulan her kılıç darbesiyle tempo artar, artan tempoyu kalp atışlarımız destekler ve film baş döndüren bir hale bürünür.
Gelmiş geçmiş en iyi soundtrack listelerinden birine sahip olan Kill Bill filmiyle özdeşleşmiş şarkıların sayısı o kadar çoktur ki; baştan çıkarıcı coşkusuyla bizi içine alan “Green Hornet”, öfkenin altında iyileşmeyecek bir kalp kırıklığı olduğunu hissettiren “Bang Bang – My Baby Shot Me Down” , intikamın kışkırtıcı ve kaçınılmaz yüzünü gösteren “Twisted Nerve” ve en naif duygularla en sert olanları bir araya getiren onlarcası…
Feminist sinemanın örneklerinden biri olarak görülen Kill Bill’de Gelin, yaşam hakkını ve kaderini bir erkeğin belirlemesine izin vermeyecek; ataerkil toplumun tek tip kadın karakterlerinden bunalanlar için iyi bir çıkış kapısı olacaktır.
Kill Bill müzikleri, kostümleri, çekim açıları, kurgusuyla ve abartılı sahnelerine inat gerçekçiliğiyle bizi haz duyulan bir histeriye sürüklüyor. Bunu kaç film yapabilir ki?