Bu noktada artık oksijenden çok taze ve heyecan verici müzik ekipleri üreten Londra’nın son güzelliğiyle tanışın: Honeyglaze‘i post-punk (o da günümüzde ne demekse artık) ya da indie rock (o da günümüzde ne demekse artık) gibi belli tür yelpazelerinin kapsama alanına almak mümkün olsa da kendileri için her şeyden önce “enerjik ve hisli bir gitar grubu” demek yerinde olur.
black midi, Squid ve Black Country, New Road gibi son yılların birçok ilgi çekici ekibinin elinden tutan plak şirketi Speedy Wunderground’un genç çocukları Anouska Sokolow (vokal, gitar), Tim Curtis (bas) ve Yuri Shibuichi (davul), ikinci albümleri Real Deal‘da çok canlar yakmanın eşiğinde olduklarının sinyallerini veriyor. Sokolow’un yer yer dertleşir gibi tınlayan, yer yer hikâye anlatıcılığına göz kırpan ve her daim dikkat çeken vokalleri; Curtis ve Shibuichi’nin daima tetikte ve zinde tınlayan dokunuşlarıyla birleşince ortaya modern zamanın gerginliklerine konuşan, tekrar tekrar dinlenme potansiyeli yüksek bir iş çıkıyor. Öte yandan grubun henüz olgunlaşma aşamasında olduğunu, daha çok şey başarabileceğini de albüm boyu birkaç kez hissediyor insan. “Ghost” baladımsı dokusuyla grubun henüz irdelemediği bir buzdağının görünen ucuna benziyor; “Movies” ise bir albüm kapanışından ziyade “Devamı nerede?” diye düşünmemize yol açan bir ‘progresyon’ şarkısı olarak dikkat çekiyor. Bu iki gözlemi bakış açınıza bağlı olarak grup adına iyi de kötü de okuyabilirsiniz.
Honeyglaze’i radarımıza aldık, yolun bundan sonrasını merakla bekliyoruz.