Hazırlayan: Gökay Sarı
Modern zamanların en beğenilen yerli yazarlarından biri Hakan Günday. Edebiyat severler kendisini yaklaşık on beş senedir yakından takip ediyor. 1976 yılının Mayıs ayının yirmi dokuzuncu günü Rodos’ta doğan yazar, farklı ülkeler ve şehirlerde tamamladığı eğitim hayatının ardından, 2002 yılında yazmış olduğu ilk romanı Zargana ve ertesi yıl yayınlanıp, yazara edebiyat dünyasındaki haklı şöhretini kazandıran Kinyas ve Kayra’yla adını duyurdu. Birçok yabancı lisana çevrilen eserleri, farklı ulusların okuyucularından ve eleştirmenlerinden beğeni toplamayı, olumlu yönde eleştiriler almayı rahatlıkla başardı.
Hakan Günday’ın kitaplarının konumuz olmasının nedenlerinin başında, edebi niteliğinin yanı sıra, eserlerin hikayelerinde barındırdığı müzikal altyapı geliyor. Geçtiğimiz günlerde, ünlü Japon yazar Haruki Murakami’nin kitaplarında ve kişisel caz arşivinde yer alan parçaların yer aldığı bir oynatma listesini sizlerle paylaşmıştık. Bu defa, Hakan Günday’ın Piç ve AZ romanlarında kendine yer edinmiş yirmi iki şarkının bulunduğu, bir buçuk saat uzunluğundaki bir oynatma listesini paylaşıyoruz.
Sanatı bir bütün olarak kabul etmek asla yanlış bir kavrayış değildir elbette. Ancak, özellikle edebiyatta, “parçalar, bütünden daha büyüktür.” anlayışını de es geçmemek gerekiyor. İlk bakışta, teknik olarak çok mümkün gözükmese de, edebiyatın müzik ile arasındaki iletişim şaşırtıcı derecede güçlü olarak karşımıza çıkıyor. Okuyucunun iç sesiyle, aklında imgeleştirdiği hikayelerin her birinin bir de melodisi olabiliyor. Aslında çok da şaşırmamak lazım, zira yazar ve okur arasındaki metinsel iletişim sayesinde, insanların aklında kurgusal karakterler, ortamlar ve olaylar canlanabiliyorken pek tabii müziğin de canlanabiliyor olması o kadar da tuhaf olmasa gerek.
Hakan Günday’ın aklından düşüp kaleminin yazdığı hikayelerde yer alan şarkılar, bahislerinin geçtiği yerlere denk mi geldi, yoksa o şarkılar mı yazarın aklındaki hikayeleri şekillendirdi, bunu yalnızca yazarın kendisi bilebilir. Ancak okur, ona rehberlik eden edebi eserin izinde olabildiğince özgürdür. Gücü, hayal gücüdür ve hayal gücü sorulara ve cevaplara pek takılmaz, karşısına çıkan her ne ise onu alır, isme, cisme ve zamana dönüştürür. Hayal gücünüz, edebiyatınız, müziğiniz, sanatsal tüketiminiz hiç eksilmesin. Listenin tadını çıkarın ve hoşça kalın.