Hazırlayan: Ahmet Yıldıray Ata
Kendinizi, kimsenin umurunda olmayan bağımsız bir sanat filminin yanlış çevrilmiş altyazısı gibi hissettiğiniz durumlar vardır. Kimseyle konuşasınız, bir şey yapasınız gelmez. Dalıp gitmek bile çaba gerektirir. Böyle durumlarda film izlemek de zordur.
Hayde, eylem isteği harekete geçirir, başlat tuşu fazla uzaklara gitmiş olamaz.
Bu hafta ötekileştirilen kitlelerin başında gelen eşcinsellerle ilgili bir film olan Pride’a dokunuyoruz.
Yaşanmışı konu alan film, yaşama isteğimizi harekete geçiriyor. Eşcinsellerin hayata entegre olma yolunda verdiği mücadele ve karşılaştıkları engeller, madencilerin uğradığı haksızlığın karşısındaki duruşun insanlığı tekrar hayata döndürmesi.
Filmin müzikleri başka başka hikayelere kapı açar gibi. Quenn ile eski dostlarla bir ortam olsa da içsek, Culture Club’dan Karma Chameleon ile olduğunuz yerde geçmişe doğru kuralsız danslar ve Joy Division ile bir zamanlar dinlediğiniz şarkıları tekrar sık dinlenilenler listesine almak.
“Umudun işçi tulumu giydiği” güzel bir gün batımında ulan aslında hayat fena değil diyeceğinizi duyar gibiyim.