ELZ and The Cult‘ın ikinci stüdyo albümü Bloodline, ruhunda umarsızca davetkar ve cezbedici bir karanlık taşıyor. Erken dönem Nine Inch Nails’ın o zamanın insanı üstündeki tesirine benzer yıkıcı darbeler vuruyor bünyeye, endüstriyel fiziğinin altında dark wave ile pop müziği sentezleyerek başarılı tahriklere meydan veriyor dinleyici üstünde.
Güneş battıktan sonraki saatlerde zirvesine ulaşacak bir deneyim yatıyor Bloodline‘ın notaları ve virajlarında. Grup incelikle tasarlanmış ritm vuruşlarından istikrarlı bir enerjiler bütünü yaratıyor. “Ultraviolence”, “Safe Zone”, “Canavar”, “Paranoya” gibi sarsıcı olduğu kadar bünyeden silkip atması zor anlar dokuyor, siyahlar bürümüş yüreğimizin hatrına kalabalık ve bol danslı bir parti veriyorlar. Dark wave her daim vücudu kıpır kıpır eden bir tür olsa da ELZ’nin ses düzeyi ve ritmi sanki ortalamadan daha hareketli bir tepkiye yol açıyor alıcıda.
Aynı anda bu kadar koyu ve bu kadar dans edilesi seyreden müzikler şu günlerde altın çağını yaşıyor ve kulaklara saldıkları köklerle gotik camiaya sayıca güç katmaya devam ediyorlar. Tüm sanatçıların birbirinden beslendiği, ortak katkılarla gelişen kümülatif bir yolculuk bu ve yakıtını yakın gelecekte tüketeceğe de benzemiyor.