Hazırlayan: Harika Nazlı Özkan
Yaz biter, sonbahar gelir. Sonbahar, kendi içimize çekildiğimiz ve tüm bahar-yaz ayları boyunca yaptıklarımızı irdelediğimiz ve kendimizi analiz ettiğimiz bir dönemdir.
İşte Broken Flowers’ı bir de sonbaharda izliyorsanız şayet, şık giyimli, elinde bir buket kırık çiçekleriyle Don, sizi kapınızda bekliyor olacak.
Solmuş pembe bir buket çiçek, sararıp dökülen yapraklar gibi sizi, bir sonbahar gününde geçmişine dair bir yolcuğa çıkarırken; eski aşklara, yaşanan acı tatlı tüm anılarına seyahat ettirmeyi başaracak.
Yolun yarısı geçmiş Don Johnston (Bill Murray), varlıklı ama bir o kadarda yüreğinde sevgi kırıntısı kalmamış bir adamdır. Genç Sevgili Sherry ‘nin (Julie Delpy) kendisini terk ettiği esnada eline bir mektup ulaşır. 20 yıl önceki eski bir sevgilisinin isimsiz gönderdiği pembe zarflı bu mektubunda, Don’a 19 yaşında bir oğlu olduğundan bahsetmektedir.
Dedektif ruhlu yan komşusu Winston’ın araştırmaları sonucunda, Don’un o döneme ait 4 eski sevgilisi olduğu hemen gün yüzüne çıkar. Don’un görevi, eski sevgililerini (Sharon Stone, Frances Conroy, Jessica Lange ve Tilda Swinton) ziyaret etmektedir.
Bill Murray, orta yaşlı, sakin ama geçmişe dönük kusurlarının acısını çeken Don Juan karakterini, pervasız ve serinkanlı haliyle oldukça iyi canlandırıyor.
Jim Jarmush’a 2005’de Cannes Film Festivali’nde en iyi film ödülünü kazandıran Broken Flowers, yönetmenin varoluşsal sıkıntılara bazen yukarıdan bazen de hemen yakından bir bakış açısı katıyor. Bu anlatımı da birbirinden güzel uzunca kullandığı soundtrack parçalarıyla pekiştirmeyi başarıyor
Birçoğumuz Holly Golightly’ın Tell Me So I Know parçasını ve Mulatu Astatke’nin Yegelle Tezeta parçalarını bu film ile keşfetmişizdir. Ayrıca The Greenhorse, Degue Fever ve The Tennors’ın eşsiz müziklerini de film tek bir potada eritip çok iyi bir müzik / soundtrack şöleni sunuyor.