2004’te Funeral adındaki ilk, efsanevi albümleri yayımlandığında Arcade Fire’ın kendine özgü bir cazibesinin olduğu açıklık kazanmıştı. Bu indierock şaheserinin en önemli hayranlarından biri de muhterem David Bowie idi. Kendisinin o yıllarda yakın çevresine grubu anlatıp, albümün satın aldığı onlarca kopyasını hayrına elden dağıttığı söylenir. Unutulmamalı ki ilk albümde bir şaheser yaratmaktan daha zor bir şey varsa, o da sonraki eserlerde büyümeye devam edebilmektir. Funeral’ı takip eden Neon Bible yeni ve vizyon sahibi adımlar atmaktan çekinmiyordu. Onu izleyen The Suburbs da oldukça hırslı ve kaliteli bir çalışmaydı, yanında albümden uyarlama bir kısa film bile çekildi. Reflektor ise kaliteli olduğu kadar riskli bir işti. 75 dakikalık bu patlamaya her an hazır şaheser, pazarlama stratejisinden içeriğine grubun o güne kadar üstünde en çok uğraştığı albümdü. Albümün tanıtım sürecinde The Reflektors adında kurmaca bir grupla sahnelere çıkılması olsun, binalara işlenen kriptolu graffitiler olsun, varını yoğunu ortaya döken bir tavır mevcuttu. Haliyle insan merak ediyor, bu grubun bocalayacağı bir vakit gelecek mi? Alacağımız yanıt bu seneyi bekliyormuş anlaşılan.
Everything Now, adındaki iddiayı göze aldığınızda akla iki ihtimali getiriyordu: Korkusuz bir şaheser veya kendi vasatlığından korkan bir iş çıkacaktı karşımıza. Gün yüzüne çıkan ilk şarkı “Everything Now”daki ABBA etkilerini kimilerimiz sevdi, kimilerimiz burun kıvırdı. Sonraki tekli “Creature Comfort” eski Arcade Fire sound’una yakın, tek başına yeterli olmasa da güzel bir şarkıydı. Sözlerde Funeral’i dinleyince intihardan vazgeçen gerçek bir hayranın hikayesine atıfta bulunulması ise açıkçası dinlediğim şeyin eski günleri mumla arayan bir grup olabileceği konusunda kuşkuya düşürmüştü beni. Bütün bunlar olurken yine ilginç pazarlama stratejileriyle karşılaştık. Şimdi albüm önümüze sunulmuşken ne yazık ki değindiğim ihtimallerden ikincisinin geçerli olduğunu görüyoruz.
Albümün prodüktör koltuğundaki isimlerden biri Daft Punk üyesi Thomas Bangalter olunca ortaya çıkan iş elbette dans ağırlıklı bir müzik olacaktı, bunda bir sorun da yok zaten; dans ögeleri Arcade Fire’ın müziğinde her zaman mevcuttu, Reflektor’da ise şaha kalkmıştı. Ama Everything Now’dakinden daha orijinal ve samimi bir biçimde. Reflektor’ınprodüktörü James Murphy gruba kendi vizyonundan bir şeyler yansıttığında grup üyeleri kendi sound’larına sahip çıkmayı başarmıştı. Everything Now’ın sönük kaldığı ilk nokta da bu “orijinalliği yeniliğe yedirebilme” konusu oluyor. Albümü baştan sona dinlediğinizde büyük potansiyeli olan birkaç güzel şarkı; vasat kalmış, unutulmaya müsait şarkılar ve boşlukları dolduran birkaç geçiş şarkısıyla karşılaşıyorsunuz. Zaten 14 şarkılık bir albüm 4 adet geçiş şarkısı içerince elinizde 10 şarkılık bir iş kalıyor, bu da göze batan diğer bir sorun.
Açılış parçası “Everything Now”’ı izleyen “Signs of Life” geçtiğimiz günlerde oldukça etkileyici bir videoyla önümüze sunuldu. Komplo teorilerini avlayan gezgin bir çifti izlediğimiz kriptolu videonun arkaplanındaki şarkı ise o kadar etkileyici değil. Tekrar eden ritim dokusuyla sıradan bir disko pop grubunun sunabileceği çerezlik, eğlenceli bir parçaya benziyor. “Creaute Comfort” albümde sevdiğimiz Arcade Fire’ı bulabileceğimiz birkaç şarkıdan biri. “Peter Pan” sizi idare edebilecek kapasitede lakinaklınızda uzun süre kalmasına pek ihtimal vermediğim bir şarkı. “Chemistry” albümün “olmasa da olurmuş” noktalarından biri olsa da, peşinden gelen 2 geçiş şarkısından daha dolu bir içeriğe sahip. “Infinite Content” başlıklı bu dönemecin sözleri grubun ilham perisinin geçirdiği sıkıntıları vurguluyor: “Infinitecontent/Infinitecontent/We’reinfinitelycontent.”“Electric Blue” albümün önemli şarkılarından biri. Regine Chassagne’ın sunduğu ince perdeden vokallerin sürüklediği bu dans parçası, iki adet anlamsız geçiş parçasından sonra kulaklarımıza ilaç gibi geliyor. “Good God Damn” bu noktada minimalizme hiç de ihtiyacı olmayan bir albüme minimalist bir durak sağlıyor. Neyse ki albümün sonlarına doğru yüzümüz gülüyor. Peş peşe gelen “Put Your Money on Me” ve “We Don’tDeserve Love” albümün en kayda değer 2 parçası olabilir. İlki ne kadar enerjik ve canlıysa diğeri de bir o kadar keder dolu bir parça, ama ikisinde de müzikal anlamda gerçek bir samimiyeti hissediyorsunuz.
Başarıdan başarıya koşarken arada sırada tökezlememek zordur. Arcade Fire, Everything Now’da yaratıcı krizler geçiren bir grubun portresini çizerek kariyerinin ilk firesini veriyor. Yine de şimdiye kadar önümüze sundukları için müteşekkir olup geleceğe umutla bakmamamız için hiçbir sebep yok. Grubun ilham perisini yeniden yakalaması için dua edip her şey ve fazlasını beklemeye devam edelim.