Son yetmiş küsür yıldır dünya müziğinin en kült isimlerini çıkartan Birleşik Krallık’tan yeni bir cevher ile aranızdayız. Alaskalaska, bundan yalnızca iki yıl önce müzik piyasasına girmesine rağmen hızlı bir şekilde kendi kimliğini oluşturarak önce Britanyalı dinleyicilerden sadık bir kitleyi kendisine bağlayan ve sonrasında ard arda tekliler ile dünyayı fetih etmek için emin adımlarla ilerleyen, oldukça nev-i şahsına münhasır bir grup. Grubun ana sound’u bugünlerde çok sık rastlamadığımız jazz tabanlı oldukça zengin bir art-pop ve disco karışımı. Ancak bazı şarkılarında funk ve R&B soundları daha baskın hissedilirken, kimi şarkılarında ise jazz ve funk ritmleri ile kendinizi müziğe kaptırmış buluyorsunuz.
Aslında grubun oldukça ilginç bir hikayesi var, 2016 yılında Goldsmiths Üniversitesinde öğrenci olan grubun vokalisti Lucinda; modern müzik dersine yazılıyor ve orada; Callum (gitar) ve Fraser (bass) ile tanışıyor. Lucinda; Fraser ve Callum’u grubun geri kalanıyla bir araya getiriyor ve böylece Alaskalaska’nın temelleri atılıyor. Grup 2017’de yayınladıkları ilk teklileri Bitter Winter/Familiar Ways’in ardından 2017’de 4, 2018 yılında ise piyasaya 5 tekli daha sürerek kendilerini dünya çapında tanıtmak için ilk adımlarını atmaya başlıyor. Vokalist Lucinda; içinde jazz olan tınılarıyla ve kuvvetli bestelerle öne çıkan grubun janrasını “dream-pop’’ olarak nitelendiriyor. Verdiği röportajlarda pop müzik akımının geçtiğimiz senelerde oldukça “kirletildiğini” ancak gerçek pop müziğin son dönemlerin endüstriyel akımlardan sıyrılarak tekrar özüne döneceğine inandığını ve Alaskalaska’nın bu konuda büyük bir çaba harcadığını söylüyor.
The Dots, grubun teklilerini taze müzikler ile harmanlayan 12 parçalık gerçekten canavar gibi bir albüm olmuş. Ben ilk dinlediğimden beri bütün albümü loop’a alıp tekrar tekrar dinlemekten vaz geçemediğim için sizlerle listeme attığım parçaları paylaşamayacağım, çünkü her parça kendi ruhuna sahip ve gündelik hayatın her anında size eşlik edebilecek nitelikte. Bu çiçeği burnunda gruba şimdiden hayran olmakla birlikte gelecek işlerini de dört gözle bekliyor, baştan sona hiç sıkılmadan dinleyebileceğiniz sayılı albümlerden olan The Dots’u bir an önce listelerinize eklemenizi öneriyorum.