Nick Cave & The Bad Seeds – Skeleton Tree

Hazırlayan: Yankı Yıldırım

Adeta bir renk skalası Nick Cave; bürünmediği renk yok. Genellikle parlak renkler; kan kırımızıları, güneş turuncuları hatta.

Gelelim Nick Cave and the Bad Seeds’e ve onların Eylül ayında yayınlanan on altıncı albümlerine, “Skeleton Tree.” Uzun yıllardan beri hayatımızda olan Avusturalyalı grubun son albümü diğerlerine kıyasla bir nebze daha anlamlıydı herkes için. Nedeni ise albümün, Nick Cave’in 2015 yılında on beş yaşındaki oğlu Arthur Cave’in ardından  yapmış olduğu ilk iş olması. Bilindiği üzere Arthur Cave, evinin yakınlarındaki bir uçurumdan düşerek hayatını kaybetmişti.

Madem Nick Cave bir renk skalası, bu durumda dumanlı grileri ve kopkoyu siyahları da görmek lazım elbette. Sekiz şarkıdan oluşan albümde ise karanlıkların en derinlerine  gidiyoruz ve adeta bir ağıt dinliyoruz.

“Jesus Alone” şarkısı, “You fell from the sky, crash landed in a field, near the river adur, flowers spring from the ground….” sözleriyle başlayıp  “with my voice, I am calling you.” sözleriyle akıp giderken hayranı olduğumuz karizmatik Nick Cave’in bugüne kadar ortak olduğumuz tüm duygularına tarifsiz acısını da ekliyoruz.

Katman katman olan albümde her şarkının sözleri, müzikleri ve hatta vokalleri acının başka bir perdesini gösteriyor. Bu nedenle, Cave’in yaşadıklarını bilen birinin albümü dinlerken gözlerinin dolmaması neredeyse imkansız.

Albümden bahsetmişken, “One More Time with Feeling” belgeselinden de bahsetmemek olmaz.  Albümle paralel olarak yayınlanan belgesel, canlı performansları, albümün yaratım sürecini, röportajları ve Nick Cave’in albüm hakkındaki düşüncelerini içeriyor.

Belgeselde yer alan “You are still in me.” repliği için ise Cave şunları söylemiş;

“Arkadaşlarım oğlumun ölümü sonrasında onun hep kalplerinde yaşamaya devam edeceğini söylediler. Ben de onun hala kalbimde olduğunu ;ama yaşamaya devam etmediğini söyledim.”

Söyleyecek fazla bir şey yok. Cave kimi zaman sert, ara ara puslu, çoğu zaman ise acı dolu sesiyle ruhumuzu uçurumdan aşağı sürüklüyor. Ancak yere düşmüyoruz, boşlukta asılı kalıyoruz.