Londra’dan esen Monarchy rüzgarına kapıldık!

Londra asıllı iki genç adamın sağanak olup yağmayı bilmesine şaşırmamak gerek.

2009’un kasım ayında boş bir myspace sayfasında yayınlanan şarkılarıyla piyasaya çıkıp, çıktıkları ay The Guardian’ın internet sitesinde günün grubu olarak yer alabilmiş bir gruptan bahsediyoruz. Bu maskeli ikili silahlarını size doğrulttuğunda teslim olmaktan başka çareniz kalmıyor.

İsimleri Monarchy ve sizi yönetmeyi iyi biliyorlar.

Ra Black‘in vurucu vokali ve Andrew Armstrong‘un DJ’liğiyle synth pop ve elektronik müzik yapan bu grup 2010 haziranında Florida-Cape Canaveral‘da gerçekleştirdiği ilk konserinde uzaya müzik yayını yaparak dünyada bir ilki gerçekleştirdi. Uzaylı dostlarımıza yapılmış bu güzel jesti evren de takdirle karşılamış olacak ki onlara dünyanın en çekici yıldızlarından birini gönderdi. Bu yıldızın etraflarında parlamaya başlaması için sadece bir yıl beklemeleri gerekecekti. Bu süre zarfında grup; The Big Chill, İsveç’teki Popaganda, Bestival, Hollanda’daki Eurosonic Festival, Cannes’daki MIDEM gibi etkinlerde yer aldı. Buna ek olarak Paris, Dijon, Rouen, Amsterdam başta olmak üzere Avrupa’nın pek çok şehrinde konserler verdiler.

2011 yılına gelindiğinde Coachella Valley Music and Arts Festival‘inde, bir hayli farklı gelişmeleri beraberinde getirecek bir konser verdiler. Dünyanın en çekici kadınlarından biri olan Dita Von Teese de bu konserde seyircilerin arasındaydı ve konserin hemen ardından twitter üzerinden onlar ile ilgili yorumlarda bulunmaya başladı. Haklarında attığı ilk tweet “Yaptıkları müzik sizi de içine çekmiyor mu?” (Dita burada emmek fiilini kullanmıştı) oldu. Ekim 2011 geldiğinde Dita ve Monarchy’nin diyaloğu oldukça ilerlemişti. Dita kendisini grubun en büyük hayranı olarak tanıttı ve onları Londra’da kendi düzenlediği bir davete çağırdı. Kasım ayında ise grubun DJ’i ve aynı zamanda yapımcısı olan Andrew’u yılbaşını birlikte geçirmek üzere Paris’e davet etti. Dita ve Andrew’un 5 günü birlikte geçireceği bu davet üzerine Andrew 24 saatten kısa bir süre içerisinde Paris Charles de Gaulle havalimanına vardı.

Böyle bir davet her zaman gelmez.

İşte bu beş günlük süre zarfında Dita, Monarchy ile birlikte bir single yapma fikrini ortaya koydu. Yılbaşını birlikte geçirdikleri Diane Permet, Ali Mahdavi, Mr. Pearl, Catherina Baba, Eric Szmanda çeşitli tasarımcı ve artistler de klibin kadrosunu ortaya koyar nitelikteydi. Zira Andrew’un Londra’ya dönmesinin ardından Ra ile birlikte Dita için yazdıkları Disintegration isimli parça için çekilen klibin fotoğrafları ve sanat yönetmenliği Ali Mahdavi‘ye ait, klibin girişinde duyduğumuz ses ise Eric Szmanda‘ya.

Dita’nın soluk soluğa sesiyle birleşen jazz etkili melodiler ve Ra’nın nakaratlarda karşımıza çıkan tiz vokalleri ile Monarchy’nin en çekici ve en yeni parçasının ortaya çıkmasının öyküsü de böylece yazılıyor. Monarchy’nin bir önceki video klibi olan I won’t let go’nun da yönetmeni olan Roy Raz bu videonun da yönetmenliğini üstlenirken, Dita’nın 1950’lerin monoton evliliklerinden birinde sıkışıp kalmış bir “kader kadınını” canlandırmasıyla, ortaya işbirliğinden ve karşılıklı hayranlıktan doğan inanılmaz bir single çıkıyor. Enerjik, deneysel ve duygusal…

Monarchy’nin 2010 yılında kendi isimleriyle çıkarttıkları ilk albümleri ise biraz talihsiz. Daha albüm yayınlanmadan parçalar internete düşüyor, bu nedenle grup çıkarılan albümün üzerinde değişiklikler yapıp onu tekrar piyasaya sürmek zorunda kalıyor. 2011 Temmuzunda karşımıza çıkan bu albüm ise “Around The Sun” ismini alıyor.

Deneysel klipleri ve güçlü elektronik altyapısıyla, uzun bir dağ tırmanışı yapar gibi sessiz ama sağlam adımlarla ilerleyen Monarchy, Londra’dan hepimize güzel bir selam niteliğinde.