Joan Baez – Whistle Down The Wind (2018)

60’ların protest ruhunun kültüre kattığı şeyler, birçok günümüz insanının gözünde yaşatılmaktan çok saygıyla anılan bir nevi anıta dönüştü. Gelin görün ki, o senelerdeki fikirlerin ilhamı bize ulaşmasa belki günümüzdeki hak, özgürlük arayışları da aynı özgüveni taşımayacaktı adımlarında. ’68 yazının 50. yıldönümündeyiz ve bize esin kaynağı olan insanlardan biri hala turnelerde, azizelik görevine devam ediyor. Sanki sırf sesiyle kendi gençlik yıllarının rüzgarını yürüdüğü yerde estiren Joan Baez, 50 küsur senelik kariyerinin son turnesinde. Önümüzdeki günlerde buraya da düşecek yolu, yakalasak güzel olur. Haydi nasip olmadı diyelim, ümidi de hemen kesmemeli; mevzubahis veda turnesi gelecek seneye uzatılmış. Türkiye de malum, Baez’in yabancısı olmadığı bir ülke; sevenlerine fazladan bir şans verilmesi için çok geç değil.

Son turneye eşlik eden -muhtemelen son- albümün adı Whistle Down The Wind. Alışık olduğumuz şekilde Baez’in kendi süzgecinden geçirdiği, onunmuşcasına orijinal tınlayan yorumlardan oluşuyor. Bunlardan albüme adını vereni bir Tom Waits eseri. Bir diğer Waits şarkısı “Last Leaf”‘in sözleri, bakın ne kadar cuk oturuyor Baez’in ses tellerine: “Ağaçtaki son yaprak benim / Güz arkadaşlarımı alıp götürdü ama koparamaz beni”. Siyasi olduğu kadar kendi ölümlülüğü üstüne kafa yoran bir yorumcuyu dinliyoruz. Bir Josh Ritter eseri olan “Silver Blade” başta olmak üzere 10 şarkı boyunca usul usul gürleyerek kalbimizi çalıyor. Bundan 3 yaz evvel ABD’deki South Carolina’da gerçekleşmiş ırkçı katliamı hatırlatmak için “The President Sang Amazing Grace”‘i, en eski hedef olan barışı vurgulamak içinse “I Wish The Wars Were All Over”‘ı söylüyor. Belki yıllardır aynı şeyleri söylüyor, ama zaten dünya da öyle ya da böyle pek değişmiyor. Baez, uyandırmayı amaçlarken insana aradığı huzuru da aşılayan nadir bir elmas adeta.

Folk’un kraliçesinin belki veda niteliği taşıyan bu mektubunu da okumazsak bir şeyler eksik kalır. Çok duygusallaşalım istemiyoruz, neticede turne devam ediyor. Bildiğimiz bir şey var: Sıradaki vedayı hiç de iple çekmiyoruz. Baez asla hızlı esen bir rüzgar olmadı, daima akşam melteminin kendisiydi. Bu yüzden olsa gerek, hala 20’lerindeymiş gibi güçlü çıkıyor sesi. Usul usul esişi daim olsun.

PUANLAMA: Rüzgar Gibi/10