Dünyamızın Bilinen En Eski Melodisi

Hazırlayan: Gökay Sarı

Arkeolojik çalışmalarda dünyanın her yerinde olduğu gibi, Orta ve Yakın Doğu’daki ülkelerde de antik medeniyetlere dair akıl almaz şey bulunuyor. Bulunan her türlü obje, araç ve gereçler  ‘tarihi eser’ olarak kabul ediliyor elbette, döneminin kaynaklarıyla üretilmiş nesneler, çanak çömlekler, testiler, tekerlekler… Ancak Suriye’de, tarihi bir “sanat eseri” de bulundu. Dünya’daki bilinen en eski melodi olarak kabul edilen “Hurrian Hymn #6”.

Sümerlerin geliştirdiği ‘çivi yazısı’ tekniği ile kil tabletler üzerine yazılmış olan “Hurrian Şarkıları” bir müzik koleksiyonu. Suriye’nin kuzeyinde yer alan Canaan bölgesinde, Amorit’lerin yaşadığı antik şehir Ugarit’te 1950 yılında gerçekleştirilen arkeolojik çalışmalar sırasında ortaya çıkan koleksiyonun, yapılan incelemeler sonucu yaklaşık olarak milattan önce 1400 yılına ait olduğu kanısına varılmıştır.  Bulunan eserler arasında sadece altı numaralı kil tablet okunabilecek durumda ve neredeyse eksiksizdir. Dönemin ve bölgenin inancına göre, “meyvelerin ve meyve bahçelerinin tanrıçası” olarak da anılan Nikkal’e adanmış bir ilahidir. Bu durum, tablet üzerindeki sözlerden kolayca anlaşılmaktadır. Ayrıca tabletin üzerinde, döneme ait bir çalgı olan arp’ın nasıl akort edileceğine dair bilgiler ile birlikte, yine aynı zamana ait müziksel gösterimler ve ölçüler, yani notalar yer almaktadır.

Arkeolojinin yardım aldığı pek çok farklı bilim alanında uzmanlaşmış kişilerin yardımıyla, yıllarca süren bir çalışmanın ardından araştırmacılar, tabletin üzerinde yer alan müzikal gösterimleri çözümlemeyi ve modern notalara uyarlamayı başardılar. Müzikolojist Dr. Richard Dumbrill, “The Archeomusicology of the Ancient Near East” isimli kitabında Hurrian şarkılarına ve altı numaralı tablet, yani Nikkal İlahi’si hakkında bilgilerini detaylı bir şekilde paylaştı. Bununla birlikte, bir başka müzikolojist ve fazlasıyla yetenekli bir müzisyen olan Michael Levy, antik bir çalgı olan ‘lir’ ile Nikkal İlahisi’ni yorumladı. Elbette ki altı numaralı tablette yer alan kompozisyon, sammûm adı verilen antik bir ‘arp’ için düzenlenmişti, bu yüzden şüphesiz ki Levy’nin yorumu ile orijinalinin arasında farklılıklar olması muhtemel. Michael Levy müzikal bir deha olarak kabul edilmekte, 2006 yılından beri, araştırmalarını antik müzikal tekniklere ve onları uygulamaya yöneltmiştir. Neredeyse bütün telli çalgılar üzerinde hakimiyeti bulunan Levy, ‘lir’ enstrümanında virtüöz seviyesine erişmiştir. Nikkal İlahisi, üç bin dört yüz yıl önce anonim olarak düzenlenmiş bir eser, orijinaline en yakın şekilde dinleme şansına sadece üstat Levy’nin yorumuyla erişebilmekteyiz.