Dirtmusic – Bu Bir Rüya (2018)

Öncelikle kadroya bir bakalım: Dirtmusic‘in 2 asil üyesi, The Bad Seeds‘in kurucu kadrosunda yer alan Hugo Race ile The Walkabouts lideri Chris Eckman. Bu albüm için grup kadrosuna 2 güzel insan daha almışlar: Baba Zula‘dan tanıyıp sevdiğimiz Murat Ertel ile Burhan Öçal‘ın ekibinde yer alan Ümit Adakale. Bu dörtlüye konuk kontenjanında Brenna MacCrimmon, Gaye Su Akyol ve yaybahar adlı olağanüstü enstrümanın mucidi Görkem Şen eşlik ediyor. Hal böyleyken Bu Bir Rüya‘yı dinlemek daha en baştan farz oluyor. Görünüşe göre sadece milli duyguları okşayan bir ilgi de olmayacak bu; şimdiden PopMatters, Allmusic gibi müzik sitelerinin ilgisini ve takdirini toplayan; güçlü, cesur ve evrensel bir nitelik var ortada.

Daha önce BKO adlı albümleri için Mali’yi ziyaret ederek oranın yerlisi müzisyenlerle çalışan, gücünü adeta toz toprak içinde dünyayı gezip çevresindeki seslere kulak vermekten alan Dirtmusic‘in bu defaki durağı Anadolu. Vizyon geniş, müzikteki işçilik ince, sound ise en akla gelen tabirle “sinematik” ve cayır cayır yanıyor. “Bi De Sen Söyle” sergüzeşti başlatmak için güzel bir tercih, ilerleyen 40 dakikada ise klişe bir film izlemiyor oluşumuzun sevincini yaşıyoruz. 7 sahnesi boyunca sürprizlere açık, yenilikçi ve oldukça politik bir film bu. “The Border Crossing” mülteci sorununa ve dünyanın küçüklüğüne ince atıflarda bulunuyor mesela. “Go The Distance” dinleyeni soktuğu transın içine biraz daha gömen, ilerledikçe bitmesini istemeyeceğiniz bir parça. “Love is A Foreign Country”de Gaye Su Akyol‘a bağlanıyor, yeni bir ayine geçiyoruz. Brenna MacCrimmon‘ın sürüklediği “Safety in Numbers”ın ardından son 2 şarkıda Görkem Şen‘in katkılarını dinliyoruz; “Outrage”in ardından gelen “Bu Bir Rüya”nın başrolünde kendisinin gözbebeği yaybahar var.

Hakkında yazılan, çizilen hemen her platformda Bu Bir Rüya‘nın 2018’in ilk hazinelerinden olduğu görüşü mevcut. Ben de bunun aksine bir şey söyleyemeyeceğim, nasıl söyleyebilirim ki? İlk dinleyişte emin olamazsanız sonrakilerde müziğin sizi nasıl çektiğini göreceksiniz. Murat Ertel‘in “Aklımızı yememek için ihtiyacımız var”, dediği türden; çok doğru bir zamanda, çok ani bir şekilde ortaya çıkan bir müzik bu. Son zamanlarda karşılaştığımız en tatlı sürpriz.