Büyük Ev Ablukada – Fırtınayt (2017)

“Hype” kelimesi İngilizceden bizimki dahil birçok dile en azından kullanım bazında geçmiş bir kelime. Dilimizdeki en münasip karşılığı “aldatmaca” olan bu kelime, günümüz kültüründe yerli yersiz çokça kullanılır oldu. Popüler bir ekip veya kişinin ürününe dair reklamların ortalıkta fazlaca dönmesi sonucu yaratılan, haddini aşmış bir beklentiyi ifade ediyor şu aralar hype kısaca.

İşleyişin aynı yıllardır olduğu gibi reklamlarla yürüdüğü 21. yüzyılda bir ürünün hype yaratması için üstünde fazlaca konuşuluyor olması bir yeterlilik haline geldi, sonuç kısmını denklemden çıkarmaya eğilimli hale geldik. Üretim arttıkça daha doyumsuz, zor beğenir hale geldiğimiz içindir bu belki de. İşte tam da bu yüzden Büyük Ev Ablukada gibi yerli alternatif sahnede parlayan bir ekip, bundan neredeyse 2 sene önce yeni projesi Fırtınayt’ı duyurduğunda anında projenin yarattığı hype’tan da çokça bahsedilir oldu ve aradan geçen bunca zamanda bu beklenti ve sabırsızlık da giderek büyüdü. Albüm sonunda aramızda olduğuna göre, müziğin bütün bu beklentiye nasıl karşılık verdiği üstüne de konuşabiliriz.

Büyük Ev Ablukada, Fırtınayt’a“yeni şeklimiz” diyor, albümden evvel çıkan tekliler “Hayaletler” ve “Arayan Bulur” da bu farklılığı bize çok önceden çok güzel bir şekilde izah etmişti. Ancak bu farklılığın elektronik müziğin varlığıyla sınırlı olduğunu sandıysanız, artık sanmayın: Fırtınayt’ta Ful Faça’nın alternatif rock tonu da mevcut, çok agresif ve beklenmedik bir rap denemesi de. Altyapıya elektronik müziğin hükmettiği ise son derece doğru elbette. Albümü bir bütün olarak ele aldığınız zaman ufak tefek aksaklıklar mevcut. Daha güzel olamaz mıydı, olabilirdi. Hem tarz hem de tavır olarak tam bir 80’ler filmi soundtrack’i Fırtınayt aslında; yer yer aksasa da dinleyeni baştan sona dans ettirmeyi iyi biliyor. 45 dakikalık bu yeni sergüzeştin içinde kanımca en şaşırtıcı parçalar, 9,5 dakikalık açılış parçası “Güneş Yerinde” ile albümün en kısası “Benim Kafam Siktirmiş Gitmiş”. İlki neredeyse 80’lerden çıkmış, albümün tonunu belirleyen bir newage/disko kırmasıyken ikincisi albümün en ayrıksı duran işi, ne yazık ki çok iyi bir anlamda da diyemiyorum bunu. Ansızın gelen rap müziğiyle 2 dakika boyunca ilgimizi canlı tutan ama unutulmaya oldukça müsait bir geçiş parçası olmuş kendisi. “Evren Bozması”, “Hoşçakal Kadar” gibi şarkılar ise daha ilk dinleyişte parlamayı başarıyor.

Fırtınayt, beklenti düzeyi düşük tutuldukça daha fazla sevilecek bir albüm. Grubun yerli müzik piyasası içinde gördüğü ilgiyi göz önünde bulundurursak rakibi sayılacak albümlerin arasından rahatlıkla sıyrılabilecek, yadsınamaz bir kaliteye sahip bir iş. Çok fazla beklentiye girdiğinizde ise sizi hafiften üzeceğe benzer. Bütün bu düşüncelere takılmadan, sadece dinleyip eğlenmeye bakarsanız da yeterince kaliteli bir albüm sizi bekler. Hype kavramına kurban düşen bir albüm olup olmadığı tartışma götürür, yeter ki siz kendi hype’ınızın kurbanı olmamaya bakın. Karşımızda biraz eğlenmek isteyen, vizyon ve potansiyel sahibi müzisyenler var. Sizi de kendi eğlencelerine çağırırlar. Katılmaz mıydınız?