Blur – The Magic Whip

Blur, 12 yıllık büyük bir hasretin ardından 8. albüm “The Magic Whip” ile aramıza nisan ayında geri döndü. Uzun aralardan sonra genelde tarz değişikliği gördüğümüz ya da tatminsizlikle sonuçlanan büyük gruplara bakılırsa, Blur bu ritüeli bozmayı başarıyor. Kariyerlerine devam eden grup üyelerinin, bu süreçte olgunlaştıklarını ve o tanıdık Blur-ish havayı da kaybetmediklerini gözlemliyoruz. Grubun 12 yıl sonra fikrini değiştiren şey ise; 2013’te Japonya konserlerinin iptal olmasıyla, tesadüfen Hong-Kong’ta geçirdikleri 5 günlük mola sırasında küçük bir stüdyoya girerek 15 şarkı kaydetmesiydi. Bu kayıttan 1 yıl sonra Damon Albarn’ın şarkıların sözlerini de yazmasıyla albüm son halini aldı ve grup tekrar listelerde 1 numaraya yükseldi. Graham Coxon’ın dönüşü bir hayli hissedilirken, eleştirel ve edebiyattan beslenen sözleriyle Damon Albarn’daki “Everyday Robots” ve Gorillaz etkileri de göze çarpıyor. Sadece salt İngiliz kültürüyle kalmayıp, orada  bulundukları zaman dilimi boyunca oldukça etkilendikleri uzakdoğu kültürünü de müziklerine ve kliplerine yansıttılar.

Albümün ilk şarkısı Lonesome Street ile adeta soğuk bir Londra gecesinde ellerimiz cebimizde gözlerimiz gökyüzünde yürüyoruz. Bazen yola tanıdık hisleri bulmak için çıkarsın. Çünkü bilirsin ki tekrar rastlarsan ilk günkü gibi gülümsetir. O kapıdan çıkarken tam da bu hisle gülümsüyoruz;  “merak etme sonu da öyle olacak” diyor içimizde bir yer. Şehrin gözümüzde kocaman olduğu, binaların gökyüzüne uzandığı caddenin ara sokağındaki bir bardan Go Out sesleri geliyor.  İçerideki kahkaha seslerine sigara kokusu sinse de müzik hala iyi. Sağda ve solda yanıp sönen neon ışıklar sokağı aydınlatıyor. “Bu şehirde olmak ister miydin?” yazan bi duvarın yanından geçerken Thought I Was a Spaceman’i duyuyoruz. Gözlerini kapatırsan istediğin her yere gidebilirsin diyor biri. En kolay yolu bu. I Broadcast ile savrulduğunu unuttuğun bi yere gidebilir ya da My Terracotta Heart ile içini sızlatmaya söz veren biriyle bile bile dans edebilirsin. Seçim senin. Ama biliyorsun; farklı yerlere gitse de hikayelerimiz, eşlik eden şarkılar aynı.

The Magic Whip’le iyi yolculuklar!

Deniz Erden